Kimi anlar yaratılanlara güç verecek kadar mükemmelliğe adandığınızı hissedersiniz kendinizi yada istediklerinz için herseyi basarabilecek kudretin avuc içiniz kadar görünür ve size ait olduğunu ...
Böyle hislerle yoğun yorucu ve sıkıcı olucağını düsündüğüm iett ve yoğun kalabalığına adım atmıs bulundum .öngörümle aldığım sıkıcılığına az da olsa derman olucak kitabım kucağımda kapı önüne oturdum biraz sarsıntılı da olsa kitabımla bütünleşebildiğim yoğunluğuna katılabildiğim bi yolculuk yaşadım kapı önündeyse sevdiğim kilyos insanları .gülümsedim ve azcık bi sohbet ,münakaşa derken onlar kilyos yollarına cıkarken ben de cok sevdiğimm okulumun dik yokusundan kendimi kuş hafifliğinde boslukta savrulurcasına bıraktım peteklerin boşluğu şaşırttı beni her ne koşulda olursa olsun yoğun olan bu mekan bu sefer gel de surda dur bi istanbulu izle diyordu bana .tabiki fırsatı tepmedim =)Deborah yr ın dünyası ve ‘ben harper ‘ın enerjik ‘burn one down ‘şarkısı eşlik etti iç sesime bide sevimli bir köpek .ürkmedik birbirimizden öyle sakin sakin bakıştık arada bir ...bu deli ne yapar bu soğukta burda sesini işittimbi kaç kere.biraz kitap okudum ardından köprünün sisler içinde kayboluşunu seyrettikten ve soğudun da dürtmesi tattıktan sonra yerimden kalktım ve yokuşun kalan savuruşuna bıraktım kendimi.bankadan para çektim yurt paramı yatırdım vs vs ...rektörlüğün önünde gördüğüm içinde şoförü anlamsızca duran arabaya bi çizik atmamak için zor tuttum kendimi sonrada iç sesimi dinleyip bu yazıyı yazayım dedim güneyin bana tattırdığı bu keyif ve havanın garip depresif enerjisiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder